www.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.ws
Glittery texts by bigoo.ws


İLK ADIM  
 
  HaYaT hİkAyElErİ 28.12.2024 09:45 (UTC)
   
 

Wright Kardeşler

Orville (1871-1948) ve Wilbur Wright (1867-1912) ilk kez motorlu bir uçak yaparak bununla uçmayı başaran havacılardır.

Wright kardeşler ABD’nin Ohio eyaletindeki Dayton’da doğup büyüdüler.Liseye gittilerse de bitirmeden ayrıldılar.1892’de Dayton’da bir bisiklet yapım ve onarım atölyesi kurdular.Küçük yaştan beri havacılığa büyük ilgi duyan Wright kardeşler bir süre sonra bisiklet atölyesinde planör yapmaya başladılar.Planörlerini uçurmak için ülkenin en rüzgarlı yerlerinden olan Kuzey Carolina’da Kitty Hawk’u seçtiler.
Planörleri denedikten sonra küçük uçaklar üzerinde değişik büyüklükte ve biçimde kanatları denemeye başladılar.1903’te planörlerine benzinle işleyen bir motor taktılar.Orville Wright bu uçakla 17 Aralık 1903’te Kitty Hawk’ta ilk başarılı uçuşu yaptı.Uçak 12 saniye havada kaldı ve bu ilk uçuşta 37 metre yol aldı.


GALİLEO


İtalyan astronom, fizikçi ve matemetikçi Galileo Galilei (1564-1642) Piza’da doğdu. İyi bir öğrenim gördü ve Piza Üniversitesi’nde ders verdi. Fizikte önemli keşiflerde bulundu;cisimlerin hareket yasalarını ortaya koydu. Bilim adamlarının deneyler yapması ve bunları matematik yoluyla desteklemesi gerektiğini savunan ilk kişilerden biriydi.
Galilei 1609’da o güne değin yapılmış en güçlü teleskopu geliştirdi. Bu teleskopla Jüpiter’in uydularını keşfetti ve Polonyalı astronom Kopernik’İn ortaya attığı kuramın doğru olduğu sonucuna vardı. Kopernik o zamanki inancın tersine, gökteki bütün cisimlerin Dünya’nın çevresinde dönmediğini evrenin merkezinde Güneş’in yer aldığını savunmuştu. Din adamları Kopernik’in kuramına şiddetle karşıydı. Galilei 1632’de Kopernik’i savunan bir kitap yazdı. Bunun üzerine hapse atıldı ve ancak astronomi konusunda yazmamaya söz verince serbest bırakıldı. Sonraki yıllarda evinde hapis olarak araştırmalarını sürdürdü. Gözlemlerinin Kopernik’i doğruladığı inancını ise hiç yitirmedi.

THOMAS EDİSON


Thomas Edison, 1847 yılında Amerika’nın Ohio kendinde doğdu. Diğer insanların buluşlarındaki özelliği fark edip onları geliştirmekte ustaydı.
Hayatının son günlerini, patentini aldığı buluşların taklit edilmesini önlemek amacıyla açtığı davalar yüzünden mahkemelerde geçirdi. 1931 yılında ölene kadar, çoğu elektrikle ilgili olan 1093’ten fazla buluşun patentini aldı. Edison’un elektriğe duyduğu bu merak, bir telgraf merkezinde çalışırken uyanmıştı. Edison, telgraf merkezinde, orada çalışan bir yetkilinin oğlunu yaklaşmakta olan bir trenin önünden kurtarması sonucunda çalışmaya başlamıştı. 1878 yılında, Joseph Swan isminde bir İngiliz, tam yirmi yıl üzerinde çalıştığı buluşu, ampulü gerçekleştirdi. Bir yıl sonra Edison kendi buluşuyla ortaya çıktı.

İbn-i Sina

 

Swan’ın buluşu daha önce ortaya çıkmasına rağmen, Edison onun kendi fikrini çalmakla suçlamakta fazla gecikmedi. Çok geçmeden Atlantik’in bir ucundan diğer ucuna, birbirlerine sövüp saymaya başlamışlardı.

edison, kendi buluşunu geliştirdi ve en sonunda bu iki adam Edison ve Swan elektrik Şirketi’ni kurmak üzere bir araya geldiler.

Elektrik bütün dünyayı değiştirdi. Artık kimsenin mumlara ve gaz lambalarına ihtiyacı kalmamıştı. Elektrik düğmesinin bir hareketiyle bütün oda aydınlanıyordu. Bu da oldukça güvenli ve kullanışlı bir yöntemdi.

Tabii ki evde kullanılan bir ampulün çalışması için, elektriğin üretilmesi ve bir güç kaynağının bağlanması gerekiyordu. Edison bunun üzerine çalıştı ve 1881 yılında, New York’ta, Pearl Street’te dünyanın ilk elektrik istasyonu açıldı.

Edison’un Ampülü: Camdan bir lambada,kısmi bir vakumun içinde karbon teli bulunur. Bu tel, elektrik akımıyla ısındığında parlayarak ışık vermeye başlar.

Kaynak: Milliyet Kardeş Ekim-1999 sayısı.

Charles Dickens

Charles Dickens dünyanın en büyük yazarlarından biridir. Sürükleyici öykü ve romanlarının unutulmaz kahramanları vardır. Oliver Twist, İki Şehrin Hikayesi, Büyük Ümitler ve Bir Noel Şarkısı en ünlü yapıtlarındandır.
Dickens 1812’de doğdu. Yoksul bir ailenin oğluydu. On iki yaşından Londra’da bir fabrikada çalışmaya başladı. Mutsuz çocukluğunun anıları birçok romanının kahramanlarını ve olaylarını yaratmasına yardımcı oldu. David Copperfield adlı romanı bir ölçüde kendi çocukluk yaşamına dayanır. Dickens yazarlığa 20 yaşında gazete muhabiri olarak başladı. Çeşitli dergilere Londra’daki yaşamı anlatan mizah öyküleri de yazdı. Bunları daha sonra ilk kitabında topladı. İkinci kitabı olan Bay Pikvik’in Serüvenleri ile üne kavuştu. Ardından başka kitaplarda yazarak İngiltere’nin en çok sevilen yazarları arasına girdi. Dickens’ın romanları günümüz okurları için de gerçek yaşamın sıcaklığını taşır.

İslam filozofu. Aristotelesçi felsefe anlayışını İslam düşüncesine göre yorumlayarak, yaymaya çalışmış, görgücü-usçu bir yöntemin gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Buhara yakınlarında Hormisen’de doğdu, 21 Haziran 1037’de Hemedan’da öldü. Gerçek adı Ebu’l-Ali el-Hüseyin b. Abdullah İbn Sina’dır. Babası, Belh’ten göçerek Buhara’ya yerleşmiş, Samanoğulları hükümdarlarından II. Nuh döneminde sarayla ilişki kurmuş, yüksek görevler almış olan Abdullah adlı birisidir. İbn Sina, önce babasından, sonra çağın önde gelen bilginlerinden Natilî ve İsmail Zahid’den mantık, matematik, gökbilim öğrenimi gördü. Bir süre tıpla ilgilendi, özellikle, hastalıkların ortaya çıkış ve yayılış nedenlerini araştırdı, sağıltımla uğraştı. Bu alandaki başarısı nedeniyle, II. Nuh’un özel hekimi olarak görevlendirildi, onu sağlığa kavuşturunca, dönemin önde gelen tıp bilginlerinden biri olarak önem kazandı.

Buhara yakınlarında Hormisen’de doğdu, 21 Haziran 1037’de Hemedan’da öldü. Gerçek adı Ebu’l-Ali el-Hüseyin b. Abdullah İbn Sina’dır. Babası, Belh’ten göçerek Buhara’ya yerleşmiş, Samanoğulları hükümdarlarından II. Nuh döneminde sarayla ilişki kurmuş, yüksek görevler almış olan Abdullah adlı birisidir. İbn Sina, önce babasından, sonra çağın önde gelen bilginlerinden Natilî ve İsmail Zahid’den mantık, matematik, gökbilim öğrenimi gördü. Bir süre tıpla ilgilendi, özellikle, hastalıkların ortaya çıkış ve yayılış nedenlerini araştırdı, sağıltımla uğraştı. Bu alandaki başarısı nedeniyle, II. Nuh’un özel hekimi olarak görevlendirildi, onu sağlığa kavuşturunca, dönemin önde gelen tıp bilginlerinden biri olarak önem kazandı.
İbn Sina, gerek Doğu gerekse Batı filozoflarını etkiledi. Gazali, özellikle, ruh anlayışında ondan etkilendi. İbn Sina’nın deneyci yanı, Gazali’yi kuşkuculuk’a götürdü. Yapıtları 12.yy’da Latince’ye çevrildi, ünü yayıldı. Tanrıbilimci filozof Albertus Magnus, tin ve us ile güçleri konusunda İbn Sina’dan yararlandı.

Kaynak: Kültür Bakanlığı

Mehmed Akif Ersoy
 


Türk, şair. İstiklal Marşı’mızın yazarı. İstanbul’da doğdu, 27 Aralık 1936’da aynı kentte öldü. Bir medrese hocası olan babası doğumuna ebced hesabıyla tarih düşerek ona "Rağıyf" adını vermiş, ancak bu yapma kelime anlaşılmadığı için çevresi onu "Âkif" diye çağırmıştır. Babası Arnavutluk’un Şuşise köyündendir, annesi ise aslen Buharalı’dır. Mehmed Âkif ilköğrenimine Fatih’te Emir Buharî mahalle mektebinde başladı. Maarif Nezareti’ne bağlı iptidaîyi ve Fatih Merkez Rüştiyesi’ni bitirdi. Bunun yanı sıra Arapça ve İslami bilgiler alanında babası tarafından yetiştirildi. Rüştiye’de "hürriyetçi" öğretmenlerinden etkilendi. Fatih camii’nde İran edebiyatının klasik yapıtlarını okutan Esad Dede’nin derslerini izledi. Türkçe, Arapça, Farsça, ve Fransızca bilgisiyle dikkati çekti. Mekteb-i Mülkiye’nin idadi (lise) bölümünde okurken şiirle uğraştı. Edebiyat hocası İsmail Safa’nın izinden giderek yazdığı mesnevileri şair Hersekli Arif Hikmet Bey övgüyle karşıladı. Babasının ölümü ve evlerinin yanması üzerine mezunlarına memuriyet verilen bir yüksek okul seçmek zorunda kaldı. 1889’da girdiği Mülkiye Baytar Mektebi’ni 1893’te birincilikle bitirdi.

Türk, şair. İstiklal Marşı’mızın yazarı. İstanbul’da doğdu, 27 Aralık 1936’da aynı kentte öldü. Bir medrese hocası olan babası doğumuna ebced hesabıyla tarih düşerek ona "Rağıyf" adını vermiş, ancak bu yapma kelime anlaşılmadığı için çevresi onu "Âkif" diye çağırmıştır. Babası Arnavutluk’un Şuşise köyündendir, annesi ise aslen Buharalı’dır. Mehmed Âkif ilköğrenimine Fatih’te Emir Buharî mahalle mektebinde başladı. Maarif Nezareti’ne bağlı iptidaîyi ve Fatih Merkez Rüştiyesi’ni bitirdi. Bunun yanı sıra Arapça ve İslami bilgiler alanında babası tarafından yetiştirildi. Rüştiye’de "hürriyetçi" öğretmenlerinden etkilendi. Fatih camii’nde İran edebiyatının klasik yapıtlarını okutan Esad Dede’nin derslerini izledi. Türkçe, Arapça, Farsça, ve Fransızca bilgisiyle dikkati çekti. Mekteb-i Mülkiye’nin idadi (lise) bölümünde okurken şiirle uğraştı. Edebiyat hocası İsmail Safa’nın izinden giderek yazdığı mesnevileri şair Hersekli Arif Hikmet Bey övgüyle karşıladı. Babasının ölümü ve evlerinin yanması üzerine mezunlarına memuriyet verilen bir yüksek okul seçmek zorunda kaldı. 1889’da girdiği Mülkiye Baytar Mektebi’ni 1893’te birincilikle bitirdi.
İstanbul Hükümeti Anadolu’daki direnişçileri yasa dışı ilan edince Sebillürreşad dergisi Kastamonu’da yayımlanmaya başladı ve Mehmed Âkif bu vilayette halkın kurtuluş hareketine katkısını hızlandıran çalışmalarını sürdürdü. Nasrullah Camii’nde verdiği hutbelerden biri Diyarbakır’da çoğaltılarak bütün ülkeye dağıtıldı. Burdur mebusu sıfatıyla TBMM’ye seçildi. Meclis’in bir İstiklâl Marşı güftesi için açtığı yarışmaya katılan 724 şiirin hiçbiri beklenilen başarıya ulaşamayınca maarif vekilinin isteği üzerine 17 Şubat 1921’de yazdığı İstiklal Marşı, 12 Mart’ta birinci TBMM tarafından kabul edildi.

Mehmed Âkif şiirinin yaşadığı dönemde ve sonrasında önemini sağlayan gerçekçi tutumudur. Bu şiirde düş gücünün parıltısı yerini gözle görülür, elle tutulur bir yapıya bırakmıştır. Şairin nazım diline bu dilin özgül niteliğini bozmaksızın elverişli olduğu gelişmeyi kazandırması, aruz veznini yumuşatmayı, başarmasıyla mümkün olmuştur. Bu aynı zamanda Türkçe’nin şiir söylemedeki olanaklarının ne ölçüde geniş olduğunu göstermesi demektir. Söz konusu dönemde her şairin dili kişisel bir dil kurma adına dar bir vadiye sıkışmak zorunda kalmıştı. Mehmed Âkif dilin toplumsal kimliğini öne çıkarmış, üslupta öz günlük ve kişiselliğe ulaşmıştır. Yenilikçi bir şair olarak, yaşadığı dönemde görülen ölçüsüz yenilik eğiliminin bozucu etkilerine, ölçüsü işleviyle bağlantılı bir şiir kurmak suretiyle sınır çekmeye çalışmıştır.

YAPITLAR (başlıca): Safahat, 1911; Süleymaniye Kürsüsünde, 1911; Hakkın Sesleri, 1912; Fatih Kürsüsünde, 1913; Hatıralar, 1917; Âsım, 1919; Gölgeler, 1933.

Kaynak: Kültür Bakanlığı
















Nasrettin hoca

Nasreddin hoca, yüzyıllardır anlatılan fıkralarıyla ünlü bir halk bilgesidir.Yalnız Anadolu’da değil, Azerbaycan’da, İran’da, Asya’daki Türk cumhuriyetlerinde de Molla Nasreddin, Nasreddin Efendi gibi adlarla tanınır. Her çağa, her duruma uyan fıkraları yabancı dillere de çevrilmiştir.
Nasreddin Hoca’nın 13.yüzyılda yaşadığı, Sivrihisar’da doğduğu, Akşehir’de öldüğü kabul edilir. Akşehir’de türbesi vardır. Bilinen fıkraları bugün 500’e yaklaşır. Ama bunların çoğunun sonradan üretildiği açıktır. Örneğin bazı fıkralarda Nasreddin Hoca, Anadolu’ya çok daha sonra,15.yy’da gelen Timur’la karşılaşır. Dolayısıyla Nasreddin Hoca halkın sürekli işlediği bir tiptir. Açıkgöz, hazırcevap, kıvrak zekalı ve iyimserdir. Sorunları çatışmasız, kavgasız şakalaşarak çözer. Güldürürken düşündürür. Fıkraları toplumun aksayan yanlarını ustalıkları ortaya koyar.

Akşehir’de her yıl 5-10 Temmuz arasında Nasreddin Hoca Şenliği düzenlenir.

 
 
  DERSLERİMİZ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


Bu sayfayı nasıl buldunuz?
GOOGLEDEN
ELİMLE KOYMUŞ GİBİ
ARKADAŞIMDAN
ÇOK ARADIM

(Sonucu göster)


 
Sitene Ekle
 
Bugün 12 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!
www.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.wswww.bigoo.ws
Glittery texts by bigoo.ws

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol